Tıbbi Tahlil Labaratuvarı Ne İş Yapar?

Herkes sağlıklı, mutlu bir yaşam sürmek istiyor ama bu yaşamımızın her döneminde mümkün olamayabilir. Kimilerimiz basit, küçük sorunlar yaşar iken kimilerimiz için ise sorunlar daha büyük, daha kompleks olabiliyor.

Ama ne olursa olsun baş ağrısı bile olsa hafife almamalı ve mutlaka bir sağlık kurumuna gidilmelidir. Herhangi bir doktora, özel hastaneye, polikliniğe ya da devlet hastanesine gidildiğinde yapılan ilk muayenede tam olarak hastalık belirlenemediği için bir takım tahliller isteniyor ki işte bu noktada da tıbbi tahlil laboratuvarı devreye giriyor.

Temel Bilgiler

Tıbbi tahlil laboratuvarı bazen hastanelerin kendi bünyesinde bazen ise dışarıdan özel olarak hizmet veren adresler olabiliyor.

Kimi tetkikler hastane içinde olan tıbbi tahlil laboratuarı bünyesinde yapılamadığı zaman kurumlar özel olarak çalışan bu merkezlere hasta gönderebiliyor.

Genelde bu tür merkezlerde yapılan temel tahliller şunlardır ;

Mikrobiyoloji, Kültür, Antibiyogram

Sifilis Seroloji

Virüs İmmünolojisi

Elektrolitler

İlaç Düzeyi

Oto Antikorlar

Alerji

Komplemanlar

Vitaminler

Immunoglobulinler

Hücresel Testler

24 Saatlik İdrar

İdrar

Pıhtılaşma

Tümör Markerleri

Hormonlar

Diyabet ve Pankreas

Dışkı Analizleri

Hematoloji

Kalp

Alerji

Romatizma

Lipit Metabolizması

Böbrek Metabolizması ve Prostat

Karaciğer ve Safra

Bu alanda çalışan bu sağlık merkezleri üstte yer alan tahlillerin bazen tamamını bazen de bir kısmını yapabiliyor. Bunun nedeni ise tamamen merkezin açılma kriterlerine bağlı olarak değişiyor. Zira bu konuda Sağlık Bakanlığının bir yönetmeliği mevcut ve kurumlar bu yönetmeliğe harfiyen uyarak bu iş yerlerini açmak ve işletmek durumundalar. Tıbbi mikrobiyoloji laboratuvarlarında tıbbi mikrobiyoloji uzmanları ve/veya enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanları, tıbbi biyokimya laboratuvarlarında tıbbi biyokimya uzmanları ve tıbbi patoloji laboratuvarlarında tıbbi patoloji uzmanları çalışmaya yetkilidir.

Tıbbi tahlil laboratuvarları dönem dönem ise Sağlık Bakanlığı tarafından yıllık rutin denetimlerden geçiyorlar.

Fiyatlar ise tahlilin sayısına, yapılacak tahlilin ne olduğuna ve uygulanacak yönteme göre değiştiğinden her laboratuvarda net bir rakam asla ortaya çıkmıyor.

Seçilen merkez ki eğer kişi kendi seçiyor ise hijyen ve ürün güvenliğinden emin olunan yerler olması gerektiği asla unutulmamalı.

YENİ KORONA VİRUS

Yeni Koronavirus nasıl ortaya çıktı?

Yeni Koronavirus ilk defa 29 Aralık 2019’da Çin’in Wuhan şehrindeki deniz ürünleri ve canlı hayvan satan bir markette çalışan 4 kişide ve aynı günlerde bu marketi ziyaret eden çok sayıda kişide akciğer infeksiyonu (pnömoni) bulgularının tespit edildiğinin açıklanmasıyla gündeme gelmiştir. Hastalardan alınan örneklerin incelenmesi sonucunda 7 Ocak’ta, hastalığa neden olan virusun SARS (2002) ve MERS (2012) gibi Koronavirus ailesinden olduğu anlaşılmış ve virusa Yeni Koronavirus 2019 (2019-nCoV) adı verilmiştir. 2019-nCoV genomunun SARS Koronavirusuyla %70 benzerlik gösterdiği bildirilmiştir. Yeni Koronavirus resmi olarak SARS-CoV-2 olarak adlandırılmış, yol açtığı hastalığın adı COVID-19 olarak belirlenmiştir.

Koronaviruslar insanlar arasında hastalık yapabilen, bazı hayvan türlerinde (kedi, deve, yarasa) tespit edilebilen geniş bir virus ailesidir. Hayvanlar arasında dolaşan Koronaviruslar zaman içinde değişim göstererek insana bulaşma yeteneği kazanabilirler ve böylelikle insan olguları görülmeye başlar. Ancak bu virusların insanlar açısından tehdit oluşturması, insandan insana bulaşma yeteneği kazanmalarından sonra söz konusu olur. SARS-CoV-2, Wuhan şehrinde canlı hayvan marketini ziyaret edenlerde ortaya çıkmış, insandan insana bulaşma yeteneği de kazanmış olan bir virustur.

Hastalığın belirtileri nelerdir?

Hastalık, 2-14 gün süren bir kuluçka süresinden sonra birden başlayan yüksek ateş (39 derece), öksürük ve nefes darlığı ile karakterlidir. Bazı hastalarda boğaz ağrısı ve burun akıntısının da olduğu görülmüştür. Hastalık genellikle orta-ağır bir klinik seyir göstermektedir. Ağır hastalanan ve ölen kişilerin büyük kısmı ileri yaştaki (>65y), altta yatan hastalıkları (akciğer hastalıkları, organ yetmezlikleri, kanser, diyabet, bağışıklık baskılayan hastalıklar) olan kişilerden oluşmaktadır. Genç sağlıklı erişkinlerde hastalık nispeten hafif seyretmektedir.

Hastalık nasıl bulaşır?

Yeni Koronavirusun, diğer Koronaviruslar gibi solunum salgıları ile bulaştığı düşünülmektedir. Hasta kişilerden öksürük, hapşırık, gülme, konuşma sırasında çevreye saçılan virus içeren solunum salgısı damlacıkları, sağlam kişilerin mukozalarına temas ederek bu kişilerin hastalanmasına neden olur. Hastalığın bu şekilde insandan insana bulaşması için yakın temas (1 metreden yakın) gereklidir. Sağlık çalışanının hastalarla temas sonucunda hastalandığı, hayvan marketini hiç ziyaret etmeyen kişilerde de hastalık geliştiği gösterilmiştir. Bu bulgular SARS-CoV-2 nin insandan insana bulaşabildiğinin göstergesidir. Ancak halen bulaştırıcılığın ne ölçüde olduğu bilinmemektedir. Salgının nasıl seyredeceğini belirleyen en önemli faktör virusun insandan insana ne kadar kolay bulaşabildiği ve gerekli önlemlerin ne kadar başarıyla alınacağıdır.

Bugünkü bilgiler ışığında SARS-CoV-2’nin gıdalarla (et, süt, yumurta vb) bulaşmadığı söylenebilir.

Hastalıktan nasıl korunulabilir?

Hastalıktan korunmak için bir aşı söz konusu değildir. Bu nedenle korunmada şimdilik en etkili yöntem virusla (hasta kişilerle) temas etmekten kaçınmaktır. Ancak solunum yolu enfeksiyonu yapan çok sayıda virusun (grip, nezle virusları vb.) insanlar arasında dolaşmakta olduğu kış aylarında sadece SARS-CoV-2’tan değil, diğer tüm solunum viruslarından korunmak için el temizliğine dikkat edilmesi, temiz olmayan ellerin göz, ağız ve buruna götürülmemesi çok önemlidir.

Acil ünitelerde ve hastanelerde infeksiyon kontrolü nasıl sağlanmalıdır?

Mikroorganizmanın bulaşma dinamikleri henüz tam tanımlanmamış olmakla birlikte, salgın bölgesinden gelen ve uygun klinik tablosu olan hastalarda şu infeksiyon kontrol önlemleri alınmalıdır: Hastanın en kısa süre içinde ayrı bir odaya (varsa hava yolu izolasyonu için uygun olan negatif basınçlı oda tercih edilmeli) alınarak cerrahi maske takması sağlanmalı, odanın kapısı kapalı tutulmalıdır. Hastaya bakım verecek sağlık çalışanları temas ve hava yolu izolasyon önlemlerine uymalı ve yüz-göz koruyucu kullanmalıdır. En kısa sürede yerel sağlık otoritelerine bildirim yapılmalıdır.

Hastalığın tedavisi var mıdır?

Bugün için Korona viruslara etkili olduğu kesin olarak gösterilmiş ilaç yoktur. Bu nedenle hastalara şikayetlerini azaltacak ve varsa bozulan organ fonksiyonlarını destekleyecek tedaviler verilmektedir.

Evden – İşyerinden Kan Alım Hizmeti

Tıbbi tahlil laboratuarında yapılması istenen tüm tahliller için çoğu tıbbi tahlil laboratuarları evde kan alım hizmeti vermektedir. Tıbbi tahlil laboratuvarına gitmesine gerek kalmadan kan alım hizmetinin kişinin bulunduğu yerde gerçekleştirilmesi, alınan kanların uygun bir şekilde laboratuvara götürülerek çalışılması ve çıkan test sonuçlarının hasta ile paylaşımı evde kan alım hizmeti ile yerine getirilebilmektedir.

Kişinin gerekçesi (yaşlılık, sağlık sorunu, fiziki engel, halsizlik, üşenme, hava koşullarının kötü olması, ailevi durumlar, yoğun trafiğe girmek istememe gibi..) ne olursa olsun, artık hemen hemen tüm tıbbi tahlil laboratuarları evde kalma hizmetini vermektedir.

Evde kan alma hizmetini veren laboratuarlar ideal prosedürlere göre bu hizmeti vermek zorundadır. Yani eğitimli, uzman bir personelin kanı doğru bir şekilde alması (ev hastalarının yaşlı ya da gördükleri tedavi sonucu damar yolunun ince ya da yıpranmış olması uzmanlık gerektirmekte), numuneleri uygun koşullarda ve zamanda tıbbi tahlil laboratuvarına ulaştırması ve sonuçları hastaya iletmesi çok önemlidir.

Evde kan hizmetinden kimler yararlanmak ister ?

Evde kan hizmeti kapsamında kişiler hastane ya da laboratuvara gitmeye gerek kalmadan kan alım işlemlerini ev konforunda gerçekleştirir. Evde kan alma hizmeti, laboratuvar gerektiren her türlü tahlil için gerçekleştirilebilmektedir. Evde kan alma genellikle yatalak, taşıması zor, bir özrü olan ya da hareket kısıtlılığı yaşayan hastalar için kullanılmaktadır. Bununla beraber kronik rahatsızlığı olanlar ve yaşlılar da evde kan tahlili hizmetinden yararlanmak istemektedirler. Bu gibi sorunları yaşamak istemeyen herkes evde kan alma hizmetinden yararlanabilmektedir.

Evde kan hizmeti nasıl verilir ?

Evde işte kan alımını gerçekleştirecek uzman kişi daha önceden belirlenen gün ve saatte tek kullanımlık malzemelerini de (kanın alınacağı tüp, enjektör, alkol, turnike, yara bandı, pamuk vb..) yanında getirerek kan numunesini alır. Hijyen kurallarına dikkat ederek uygun bir şekilde laboratuara ulaştırılmasını sağlar. Sonuçların ne zaman çıkacağı bilgisi verilir. Sonuçlar çıktığında da laboratuarın web sayfasından test sonuçlarına erişilebileceği gibi, e-posta, WhatsApp veya faks yoluyla kişiye ve/veya doktoruna gizlilik ilkeleri çerçevesinde ulaştırılır.

Evden kan alım hizmeti yapılacak tahlilin türüne göre değişim gösterebilmektedir. Bu nedenle laboratuardan fiyat bilgisi almakta fayda vardır.

HEMOGRAM (TAM KAN SAYIMI ) SONUÇLARININ ANLAMI

Hemogram (Tam Kan Sayımı), doktorlar tarafından laboratuvardan en sık istenen temel tarama testlerinden biridir. Genel sağlık durumunun saptanması, immun sistemin (bağışıklık durumunun) ortaya konması, ve anemi gibi çeşitli bozuklukların taraması ve izlenmesi için yapılan bir testtir. Test için yapılması gereken bir hazırlık yoktur.

LÖKOSİTLER (WBC)

Aynı zamanda beyaz kan hücreleri olarak da adlandırılırlar.

Vücudun savunma ve bağışıklık hücrelerinin yani lökositlerin toplamını gösterir. Enfeksiyon hastalığı veya lupus gibi kronik iltihabi hastalıklarda ve lösemi de yükselir. Çok düşükse lökosit yapımını bozan ciddi bir hastalık vardır. Örneğin bazı kanserlerde, kemik iliği hastalarında, AIDS’te lökosit miktarı düşüktür.

NÖTROFİL % ve #

Büyük beyaz kan hücreleridir. Sayıları bakteriyel enfeksiyonlarda artar.

LENFOSİT % ve #

Küçük beyaz kan hücreleridir. Sayıları viral enfeksiyonlarda ve bazı kronik hastalıklarda artar, AIDS’te düşer.

MID % ve #

Orta büyüklükte beyaz kan hücreleridir. Monositler, eozinofil ve bazofil hücreleri bu gruba girerler. MID sayısının yüksek olması, bir organ ya da bölgede bir enfeksiyonun başladığını ve savunma mekanizmasının çalışmaya başladığını gösterir. Fagositik (yabancı maddeyi hücrenin içine alıp, parçaladıktan sonra hücre dışına atmak) özellikleri vardır.

ERİTROSİT (RBC)

Aynı zamanda kırmızı kan hücreleri olarak da adlandırılır.

Eritrositlerin ana görevi oksijenin hücrelere taşınmasıdır.

RBC sayısında azalma olursa kansızlık (anemi), artış olursa polisitemi, KOAH, böbrek

hastalığı tanısı konabilir.

Eritrosit Normal Aralığı :

Erkeklerde 4.7 – 6.1 milyon hücre/ µL

Kadınlarda 4.2 – 5.4 milyon hücre/uL

HEMOGLOBİN

Eritrositlerin içinde bulunan, akciğerlerden dokulara oksijen, dokulardan da akciğerlere karbondioksit taşıyan bir proteindir.

Anemilerde Hemoglobin düşer.

Hgb Normal Aralığı :

Erkeklerde 14-18 g/dL

Kadınlarda 12-16 g/dL

HEMATOKRİT

Tam kan örneğindeki eritrositlerin yüzdesidir.

Anemi, lösemi, kan kaybı gibi durumlarda azalırken vücudun su kaybettiği durumlarda (örneğin ishal) veya polisitemi’de artar.

Hematokrit Normal Aralığı :

Erkeklerde %42 – %52

Kadınlarda %37 – %47

MCV (Ortalama Eritrosit Hacmi)

Oksijen taşıyan hücrelerin ortalama büyüklüğüdür.

MCV düşükse eritrositler daha küçüktür, yüksekse daha büyümüştür. Örneğin demir eksikliği anemisinde eritrositler küçülür dolayısıyla MCV değeri düşük çıkar. B12 vitamini eksikliği anemisinde ise eritrositler büyümüştür, MCV yüksek çıkar.

MCV Normal Aralığı :

Erkeklerde 87 ± 7 fL

Kadınlarda 90 ± 9 fL

MCH (Ortalama Hücre Hemoglobin Miktarı)

Eritrositlerdeki hemoglobin ortalama miktarını gösterir. Büyük eritrositler yüksek MCH gösterirken, küçük eritrositlerde MCH değeri daha düşüktür.

MCH Normal Aralığı :

Erkeklerde ve Kadınlarda 27 – 31 pg

MCHC (Ortalama Hücre Hemoglobin Konsantrasyonu)

Bir eritrosit içindeki ortalama hemoglobinin hesaplamasıdır. Azalan MCHC (hipokromi), demir eksikliği anemisi ve talasemi gibi eritrositlerin içindeki hemoglobin miktarının azaldığı durumlarda görülür. Artan MCHC (hiperkromi), yanıklarda ve daha nadir bir konjenital bozukluk olan herediter (kalıtsal) sferositoz gibi hemoglobinin eritrosit içinde anormal derecede yoğunlaştığı durumlarda görülür.

MCHC Normal Aralığı :

Erkeklerde ve kadınlarda %33 – %37

RDW–SD ve RDW–CV (Eritrosit Dağılım Genişliği)

Eritrosit büyüklüğündeki değişimin hesaplanmasıdır. RDW-CV ve RDW-SD olarak iki farklı değer şeklinde rapor edilir. MCV’den sonra anemilerin ayrımında en faydalı olan ikinci parametredir. Özellikle hipokrom mikrositik anemilerin ayrımında faydalıdır.

TROMBOSİT

Trombositler, aynı zamanda Platelet (Plt) olarak da adlandırılır.

Trombositler kan pıhtılaşmasında ve kanamanın durmasında rol oynarlar. Trombosit sayısı düşükse bu trombositlerin hızla parçalandığı ya da az yapılmakta olduğu anlamına gelir. Her ikisi de kanamanın durmamasına neden olur. Trombosit sayısı yüksekse (trombositoz) bu da fazla üretimi anlamına gelir ki, damar tıkanıklıkları ile sonuçlanabilir.

MPV (Ortalama Trombosit Hacmi)

MPV değeri yüksekse, trombosit yapımının hızlandığı ve trombosit hücrelerinin yapım veya yıkımında sorun olduğunu belirten kan hastalıklarının göstergesidir. MPV değerinin düşüklüğü ise kemik iliğinde trombosit yapımı ile ilgili bir problem olduğuna işaret edebilir.

P_LCR (Büyük Hücreli Trombosit Oranı)

P_LCR düşüklüğü hamilelikte, çok fazla alkol tüketiminde ve B12 eksikliğinde görülebilmektedir. Yüksek P_LCR ise hiperlipemi (kandaki çeşitli yağların gerekenden daha yüksek olması) hastalarında görülebildiği gibi, olası trombositoz’a da neden olabilir.

PDW (Trombosit Dağılım Genişliği)

Trombositlerin büyüklüğüne göre dağılımını gösterir. Diğer parametrelerle birlikte değerlendirildiğinde trombosit fonksiyonları hakkında bilgi verir.